Bir Genç Kızın İntiharı
Kızlarımızı rahat bırakın!
Bugün bir ölüm haberi aldım. Bir genç kızın ölümü. Bir genç kızın intiharı. Bir mektup bırakmış. Diyormuş ki “Özür dilerim, ben bu hayatla başa çıkmayı beceremedim” .
Sarsıldım. Çok sarsıldım. Haberi bana veren ablam daha da çok sarsılmıştı. Çünkü kızı o tanıyordu. Annesi ile yakın arkadaştı. Bense, yalnızca bu genç kızın sorunlarını biliyordum.
En fazla yirmi yaşındaydı. Bir üniveriste öğrencisi. Bir derde düşümüştü yavrucak. Hayata tutunmayı kilosu ile ölçmeye başlamıştı bir süredir. Üniveristeye başladıktan sonra önce anoreksiya sonra bulemya ve eşlik eden bunalım. Bir apartmanın üst katlarından birinden atmıştı kendini. Ağır operasyonlar geçirerek hayata dönmüş ancak ayağı aksak kalmıştı. Çok güzel olduğu söyleniyordu. İyileştikten sonra İstanbul’a başka bir üniveristeye gönderilmişti.
Bugün ölüm haberini aldım. Annesi, “ben yıkadım cesedini” demiş. “Tanrım” dedim, nasıl yaşanır böyle bir acıyla!
Ben de bir genç kız annesiyim ve kızım da dahil olmak üzere pek çok genç kızın zayıf olmak derdine düştüklerini çok iyi biliyorum. Bu alanda yaptığım veya yaptığımız telkinler, konuşmalar, kendi yaşam biçimlerimiz, iştahımız, sağlıklı beslenmemiz medya kurumlarının aksi yöndeki bombardımanı karşısında yetersiz kalıyor. Kolektif bir hastlalık yaşanıyor. Ne zaman oldu bütün bunlar? Çocuklarımız, kızlarımız bu derde nasıl düştüler? Neden? Biz bilmezdik böyle şeyler. Fazla zayıf insanlarla alay edilirdi. Hastalıklı oldukları düşünülürdü. Lanet ettim bugün bu düzene. Lanet ettim kızlarımızı bu derde düşürenlere. Neler geldi aklıma öfkeyle. İçimdeki anarşist neler düşündü neler ?
- Bütün zayıflama haplarını imha etmeli
- Bütün diyetisyenleri mesleklerinden men etmeli
- Diyetisyenlik mesleğini ortadan kaldırmalı
- On yaş altı çocukların bile zar zor sığacağı sıfır beden giysiler satan mağazaları kapatmalı
- Zayıf artist oynatan yönetmenlerin filmlerini izlememeli, veya film yönetmenlerini bu konuda daha duyarlı olmaya davet etmeli
- Bu bağlamdaki bütün gazete haberlerini yasaklamalı. Yaza girmeden önce eczane vitrinlerini süsleyemeye başlayan gerçek üstü incecik-pürüzsüz kalçalarıyla poz vermiş modellerle hazırlanmış reklam panoları yasaklanmalı.
- Dünya üzerinde bugün kurulmuş olan bir yandan yedirme öte yandan zayıflatmaya çalışma sisteminin yalnızca bu ürünleri pazarlayanlara, satanlara para kazandırmaya yaradığını çocuklara anlatmalı, öğretmeli. Bu akıl almaz sistemin insanları hasta ettiğini anlatmalı. Çocuklarımızın, özellikle de kızlarımızın kurban edildiğini anlatmalı.
Yazıklar olsun, ince kalmak uğruna vakitlerinin büyük bir kısmını tuvaletlerde kusmakla geçiren modelleri baş tacı edenlere, onları gözümüze gözümüze estetik idollermiş gibi sokanlara! Yazıklar olsun, insan olmayı bu kadar aşağılayanlara! Yaşlanmayı, yaş almayı beceremeyip, her daim kaporta yeniler gibi estetik ameliyatlar için bıçak altına yatanlara!
Yazıklar olsun bu alanda çarpıtıcı haberler yayınlayarak insanları manipüle eden, yanıltan gazetelere, gazetecilere! Bilmem kim kaç kilo vermiş, nasıl vermiş diye dergilerin kapaklarına manşet atanlara! Bütün bunlar bizim, çocuklarımızın, kızlarımızın sağlığı için yapılmıyor. Bütün bunlar bu işlerden kazanç sağlayanların cepleri daha çok dolsun diye yapılıyor ve olan kızlarımıza oluyor. Düşün yakamızdan artık. Düşün kızlarımızın yakasından !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder